Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İşadamları Derneği (MOBİSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Ekşi·, yurt dışından yolcu beraberinde getirilen cep telefonlarının başta avantajlı gibi göründüğünü, ancak uluslararası garanti belgesi olmayan cihazların Türkiye’de geçerli garanti kapsamına dahil edilmemesinden dolayı sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Ekşi, geçen yıl sonu itibarıyla yolcu beraberinde gelen cep telefonu sayısının yaklaşık 800 bin olduğunu söyledi.
Yurt dışından yolcu beraberinde cep telefonu getirmenin başta avantajlı gibi görünse de tüketici açısından sonuçlarının bazen çok da iyi olmadığı uyarısında bulunan Ekşi, Türkiye’de vergilerle fiyatı iyice yükselen telefonların, yurt dışındaki fiyatlarını görenlerin akıllarında olmasa dahi telefon almaya niyetlendiğini, yurda döndüklerinde pasaport üzerinden harç parasını ödeyip kayıtlarını yaptırdıklarında mantıklı bir fiyata telefon sahibi olduklarını anlattı.
Ancak bu “pembe tablo”nun telefonla ilgili herhangi bir teknik arıza yaşanmaması durumunda geçerli olduğunu dile getiren Ekşi, “Eğer telefonunuzla ilgili satış sonrası hizmetleri gerektiren bir durumla karşı karşıya kalırsanız işte o zaman, telefonunuzla baş başa kalıyorsunuz. Zira, telefon üreticileri, yurt dışından alınmış cihazları eğer uluslararası garanti belgeleri yoksa Türkiye’de geçerli garanti kapsamına dahil etmiyorlar. Bunun teknik bazı zorunlulukları olduğu gibi prensip ve bazen hukuki sebepleri de olabiliyor. Türkiye’de garanti kapsamına dahil edilmeyen arızalı bir telefon ise ya ücretli tamire ya da çöpe gidiyor.” diye konuştu.
Türkiye’de piyasaya yeni çıkan telefonlara ilginin çok fazla olduğunu ifade eden Ekşi, tüketicilerin yurt dışındaki fiyatlardan etkilenmelerinin doğal olduğunu ama bu durumla beraber bazı riskleri de üstlendiklerini söyledi.
“Türkiye’de garanti süresi 2 yıl”
Ekşi, tüketicilerin, ABD, Avrupa veya Uzakdoğu ülkelerinden genelde sadece 1 yıllık garantiyle cep telefonu satın aldıklarını, bu garantinin de sadece o ülke ya da duruma göre bölgede geçerli olduğunu, oysa Türkiye’de yasa gereği 2 yıllık garantiyle satış yapıldığını hatırlattı.
Ekşi, “İki yıllık garanti Türkiye’nin de dahil olduğu az sayıda ülkede var. Tüketiciler için çok ciddi bir avantaj olan uygulama, yurt dışı satın alımlarında geçerli değil. Üstelik sadece 1 yıllık ek avantajı değil, cihazın satış sonrası garantili hizmetlerinden de hiç yararlanamadıkları için 2 yıllık garanti süresinin tamamını kaybediyorlar.” dedi.
Cep telefonu üreticilerinin satış sonrası hizmetler için ciddi yatırımlar yaptıklarını ve müşterilerini memnun edebilmek için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Ekşi, bu hizmetlerin neredeyse tamamının Türkiye’ye resmi ithalatla giren telefonlar için verildiğini, diğer yollarla giren cihazlara garanti kapsamındaki hizmetlerin verilemediğini söyledi.
Ekşi, “Belki de yenisiyle ücretsiz olarak değiştirebileceğiniz arızalı cihazınızı yüksek rakamlara garanti harici tamir yaptırmak ya da bir şekilde satın aldığınız ülkeye imkanınız varsa geri götürüp garanti kapsamındaki süreci orada takip etmek ya da çöpe atmak gibi alternatiflerle baş başa kalabilirsiniz. Merdiven altı servislere götürüp insaflı fiyatlar vermelerini beklemek de bir diğer seçenek.” ifadesini kullandı.
Türkiye’deki tüketici mahkemelerinin genellikle tüketici lehine kararlar aldığını vurgulayan Ekşi, bu mahkemelerin de yurt içinden satın alınan faturalı ürünler için yetkili olduğunu, yurt dışından telefon satın alan tüketicilerin ürünle ilgili bir sorun yaşadıklarında haklarını arayabilecekleri mekanizma bulunmadığını kaydetti.
Yurt dışından satın alınan telefonlarda ikinci el yenilenmiş telefon satın alınma riskinin de olduğu uyarısında bulunan Ekşi, bütün risklere karşın yine de yurt dışından telefon almak isteyen tüketicilere kurumsal yerlere yönelmeleri uyarısında bulundu.